İçindekiler
Türkiye 2. Dünya Savaşında tarafsız görünen bir ülke olmayı tercih etmişti. Fakat o dönemdeki araştırmacıların söylediği gibi resmi olmamakla beraber SSCB’ye karşı Almanları desteklemekteydi. Bu sebeple, 1925 yılında imzalanmış olan Türk-Sovyet Saldırmazlık Paktı SSCB tarafından tek taraflı olarak feshedildi.
Anlaşmanın feshedilmesinden beş sene sonra o dönem iktidarda bulunan CHP Hükümeti NATO’ya ilk resmi başvurusunu yaptı ve bu ilk başvuru Amerika tarafından reddedildi.
Türkiye’nin NATO Üyeliğini Hızlandıran Gelişme
Başvurunun yapılmasından 4 gün sonra iktidara Demokrat Parti geldi. Seçim kampanyasının büyük çoğunluğunu bu dönemde NATO üyeliği kapsıyordu. Yaklaşık bir ay sonra meydana gelen Kore Savaşının ardından ise dönemin Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü, BM’nin bu konu hakkında üzerimize yüklediği tüm yükümlülükleri yerine getireceğimiz yönünde bilgi veren bir açıklama yaptı ve Amerika’nın ardından Kore’ye asker göndereceğini açıklayan ikinci ülke de Türkiye oldu.
Bu sırada Türkiye’ye gelen Amerikalı Senatör Mc Cain Türkiye’nin bu tutumu neticesinde NATO’ya üye olabileceğini belirtmiştir. Bu açıklama ile beraber Türkiye Kore’ye asker gönderme kararını netleştirmiştir. Kore Savaşı’nda en ağır kaybı veren ülkelerden biri Türkiye olmuştur. Dönemin ana muhalefet partisi CHP ve ismet İnönü verdiğimiz bu ağır kayıpları, NATO’ya üye olma adına verilen bir taviz olarak gördüğünü ifade etmiştir.
Talebini yenilemesinin ardından Türkiye NATO’ya 1952 yılında kabul edildi. Bu noktada bir genel kültür bilgisi olarak da söylenmesi gereken şey, Türkiye’nin yeteri kadar demokrasi tecrübesinin olmadığını ileri süren Danimarka ve Norveç gibi ülkelerin, bu sebeple Türkiye’nin üyeliğine karşı çıkmış olmalarıdır.
Üyeliğin Kabulünden Sonra Yaşanan Gelişmeler
Üyeliğin kabulünden sonra Türk ordusu Amerikan silahları ile eğitimlere başladı. Ordunun eğitimi, savunma stratejisi gibi birçok alanda ise NATO stratejileri esas olarak kabul edildi. Yaşanan diğer gelişmeler ise şöyleydi; Türkiye’de birçok bölgede asıl olarak Amerika’nın kullanacağı, NATO’ya ait üs ve tesis hazırlandı. Ve Amerika birçok sivil ve askeri personelini Türkiye’ye gönderdi.
Bundan sonraki yıllarda Türkiye İşçi Partisi (TİP) dışında, meclise giren partilerin ve hükümetin programlarında, hatta askeri darbelerin açıklamalarında ve uygulamalarında NATO’ya bağlılık her zaman hassasiyet ile dile getirilmiş ve gerekli görülen eylemler ortaya konmuştur.
İmzalanan Anlaşmalar
NATO üyeliği başladıktan sonra Türkiye beş adet anlaşma imzalamıştır;
- NATO Kuvvetler Statüsü Anlaşması
- Türkiye’de bulunan Amerikan Kuvvetleri Statü Anlaşması
- Türkiye’ye kolaylıklar anlaşması
- Amerika’nın İzmir’de bulunan Çiğli havaalanını kullanmasına yönelik anlaşma
Birinci anlaşma NATO’ya üye olan tüm ülkeler tarafından imzalanmıştır. İmzalanan ikinci anlaşma ise, Türkiye’de tesis edilecek üsler, buralardaki Amerikan askerleri, statüleri ve tesislerdeki kurallara yönelik anlaşmadır. Kolaylıklar Anlaşması ise İncirlik de dahil Türkiye’de bulunan üslerin kullanım şekline yönelik imzalanan bir anlaşmadır. Fakat bu anlaşma o dönemde meclise getirilmemiştir. Bu durumun sebebinin ise Amerika’nın talebinin, resmi kaynaklarca olmasa da bu yönde olduğu şeklinde ifade edilmiştir. İmzalanan son anlaşma ise, ABD’nin Türkiye’de istediği uygun yerlerde üs ve tesis inşa edebileceklerini ve buralarda bulunan askeri ve sivil tüm personelin NATO’ya değil Amerika’ya bağlı olacağını kapsayan bir anlaşma olmuştur.