İçindekiler
Orhan Pamuk’un yaşamı ve eserleri, sadece Türk edebiyatı ile ilgilenen yerli edebiyat tutkunlarının değil aynı zamanda yabancı okurların da dikkatini çekmektedir. Türkiye’nin en meşhur romancı ve yazarlarından biri olarak bilinen Orhan Pamuk, edebiyat tarihinde yer edinen önemli eserleri kaleme almasıyla bilinmektedir.
Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmasının ardından sadece edebiyat dünyasında değil, pek çok farklı alanda da isminden söz ettirmeyi başaran Orhan Pamuk, günümüzde kendine has üslubu ve romancılık anlayışıyla ilgi görmektedir. Edebi tarzını beğenenler kadar ağır eleştiren önemli kişilerin de zaman zaman hedefi olan Orhan Pamuk’un yaşamının ilk dönemleri ve edebi kariyeri hakkında detaylı bilgileri bu yazımızda bulabilirsiniz.
Orhan Pamuk Hayatı
Orhan Pamuk’un yaşamı, edebiyat dünyasında yakından mercek altında incelenmektedir. Kimlikte yer aldığı şekliyle gerçek ismi Ferit Orhan Pamuk olan Türkiye’nin en ünlü edebiyatçıları arasında gösterilen yazarımız, 7 Haziran 1952 tarihinde İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Varlıklı bir ailenin çocuğu olarak iyi bir eğitim alan Orhan Pamuk, İstanbul’un zengin semti Nişantaşı’nda çocukluğunu geçirmiştir. Çocukluk yıllarını 22 yaşına kadar resmi yaparak ve ressam olacağını düşleyerek geçiren Orhan Pamuk, lise eğitimini Amerikan lisesi olan Robert Koleji’nde tamamlamıştır.
Liseden mezun olduktan sonra İstanbul Teknik Üniversitesi’nde mimarlık eğitimine başlamıştır. Ancak 3 yıllık öğrenim hayatından sonra mimar ve ressam olmayacağını düşündüğünden eğitimini yarıda bırakmıştır. İstanbul Üniversitesi’nde gazetecilik bölümünü okumaya başlayan Orhan Pamuk, bu mesleğini de hiç yapmadan romancı olmaya karar vererek sadece bu alana yönelmiştir. Bu kararı vermesinin ardından kendini eve kapatmış ve uzun yıllar dünya edebiyatından ilgisini çeken yazarları okuyarak yazma çalışmalarını derinleştirmiştir.
Uzun yıllar boyunca evinde yazma ve okuma üzerine bir yaşam geçiren Orhan Pamuk, 30 yıl boyunca yazmış ve yazarlıktan başka hiçbir işle uğraşmamıştır. Türk ve dünya edebiyatına kazandırdığı önemli eserler ile bugüne kadar hem yurt içinden hem de yurt dışından pek çok ödül sahibi olan Orhan Pamuk, dünyanın en prestijli edebiyat ödülü olan “Nobel Edebiyat Ödülü’nü” kazanan ilk Türk yazar olarak tarihe geçmiştir.
Hala yurt dışındaki üniversitelerde edebiyat ve yazarlık üzerine dersler veren Orhan Pamuk, roman çalışmalarına da aralıksız devam etmektedir. Orhan Pamuk’un kaleme aldığı kitaplar arasında ödüllü romanlarının dışında, yazılarından ve söyleşilerinden seçmelerin, hikayelerin yer aldığı kitapları ve film senaryosu da bulunmaktadır.
Orhan Pamuk Edebi Kişiliği
Orhan Pamuk’un edebi karakteri, edebiyatla ilgilenen pek çok kişinin merak ettiği bir konudur. Yurt içinden ve yurt dışından çok sayıda ödül kazanmış olan Orhan Pamuk, edebiyat dünyasının en prestijli ödülü olarak görülen Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan ilk ve tek Türk yazar olma başarısını göstermiştir. Bunun yanı sıra Orhan Pamuk, yazdığından çok daha fazla olacak şekilde derinlikli okuyan, çok araştıran ve romanlarını acele etmeden kaleme alan bir edebiyatçıdır. Orhan Pamuk’un edebi kişiliğinde öne çıkan özelliklerini şu şekilde sıralamak mümkün olmaktadır:
- Başka bir türde eserleri olsa da esas yoğunluğunu verdiği roman türü ile özdeşleşmiştir.
- Romanlarında okuyucuya aktardığı olaylarda eskiye dönüşler veya geleceğe gidişler sık görülmektedir. İç konuşmalara yoğun şekilde yer veren sanatçı, tarih ve felsefe başta olmak üzere gazete, şiir gibi çeşitli metinlerden çokça alıntı yapmaktadır.
- Batı taklitçisi damgası yememek için Türk kültürüne yönelerek eserlerinde Türk kültürünün dinamiklerini yansıtan inanç ve gelenek kalıplarından motiflere yer vermiştir.
- Çok okuduğu ve iyi bir araştırmacı olması sebebiyle eserlerinde ansiklopedi ağırlığını görmek mümkündür.
- Tanzimat edebiyatının teknik arızalarından biri olarak kabul edilen “bilgi verme” hususu, Orhan Pamuk’un eserlerinde ve romanlarında da kendini göstermektedir.
- Orhan Pamuk romanlarında sığ ve basit cümleler yerine uzun cümleleri çokça kullanmaktadır.
- Yapıtlarında kurgu yönünden üst düzey teknik görülmektedir. Kurgusu ne kadar başarılı görülüyorsa, kullandığı dil de bir o kadar özensiz ve dağınık olarak kabul edilmektedir.
- Orhan Pamuk, bazı edebiyat eleştirmenleri ve yazarlar tarafından 1990’lı yılların başından beri politik düşünceleri dolayısıyla ağır eleştirilere maruz kalmıştır. Yazarın bu görüşleri sebebiyle hakkında açılan pek çok dava olduğu bilinmektedir.
- Romanlarında postmodern yaklaşım tekniği ve diğer anlatım teknikleri yoğun bir şekilde görülür.
Orhan Pamuk’un Eserleri
Orhan Pamuk’un edebi eserleri, genellikle romanlardan oluşmaktadır. Usta romancı kimliğiyle bilinen Orhan Pamuk’un ilk romanı olan Karanlık ve Işık’tan itibaren Türk ve dünya edebiyatına kazandırdığı eserler şunlardan oluşmaktadır:
- Cevdet Bey ve Oğulları
- Sessiz Ev
- Beyaz Kale
- Yeni Hayat
- Kara Kitap
- Benim Adım Kırmızı
- Kar
- Masumiyet Müzesi
- İstanbul (Anı türündeki tek eseridir)
- Öteki Renkler (Senaryo türündeki tek eseridir.)
Görüldüğü üzere kendine has üslubu ve kurgu tekniği ile Orhan Pamuk’un kaleme aldığı ya eserler bunlardan oluşmaktadır. Türkiye’nin etnik ve politik meseleleri üzerine kurulu kitabı Kar adını taşımaktadır. Orhan Pamuk’un edebiyat tarzı, postmodern roman kategorisinde ele alınmaktadır.
Orhan Pamuk’un Romancılığı
Orhan Pamuk’un romanları, 1979 yılında ilk yayımlanan romanı olan “Karanlık ve Işık” ile başlamaktadır. Bu romanıyla katıldığı Milliyet Roman Yarışması’nda birincilik ödülünü Mehmet Eroğlu ile paylaşmıştır.
Bunun ardından 1982 yılında Cevdet Bey ve Oğulları romanıyla Orhan Kemal Roman Ödülü’ne layık görülmüştür. Orhan Pamuk’un daha sonraki süreçte yazdığı romanlar da çok sayıda ödül kazanmıştır. Bunları şu şekilde sıralamak mümkündür:
- Sessiz Ev – 1984 yılında Madaralı Roman Ödülü
- Sessiz Ev – Fransızca Tercümesi 1991 yılında Prix de la Découverte Européenne Ödülü
- Beyaz Kale – 1990 yılında ABD’de Independent Award for Foreign Fiction Ödülü
- Kar – 2004 yılında ABD yılın en iyi 10 kitabından biri gösterildi.
- Benim Adım Kırmızı – 24 dile çevrildi ve 2003 yılında İrlanda’da International IMPAC Dublin Literary Award Ödülü kazandı.
Orhan Pamuk ve Nobel Edebiyat Ödülü
Orhan Pamuk Nobel Edebiyat Ödülü’nü 12 Ekim 2006 tarihinde kazanmıştır. Bu başarısıyla Nobel Ödülünü kazanan ilk Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak ismini tarihe yazdırmıştır. Akademi ödül açıklamasında “Kentinin melankolik ruhunun izlerini sürerken kültürlerin birbiriyle çatışması ve örülmesi için yeni simgeler bulan’ Orhan Pamuk’a verilmiştir.” ifadelerini kullanmıştır.
Orhan Pamuk, 7 Aralık 2006 tarihinde İsveç Akademisi’nde gerçekleştirdiği Nobel ödülü konuşmasını Türkçe olarak yapmıştır ve Türkçe bilmeyen izleyiciler, ellerindeki çeviri metninden konuşmayı takip etmiştir. Orhan Pamuk’un bu konuşması pek çok farklı ülkenin devlet televizyon kanallarından canlı olarak yayınlamıştır.
Orhan Pamuk, kazandığı Nobel Edebiyat Ödülü’nü 10 Aralık 2006 tarihinde Stockholm Konser Salonu’nda düzenlenen ödül töreninde İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf’ın elinden almıştır. Tören sırasında Orhan Pamuk’a kızı Rüya Pamuk eşlik etmiştir.
Orhan Pamuk’un Benim Adım Kırmızı Romanı
Orhan Pamuk’un yazdığı Benim Adım Kırmızı romanı, edebiyat dünyasında da hem eleştiri hem de beğeni alan eserlerinden biridir. Yazarın “En renkli ve en iyimser romanım” dediği bu eser, 1591 yılında İstanbul’da geçen karlı dokuz kış gününü konu edinmektedir. İki küçük oğluyla birlikte sürekli çatışma halinde olan Şeküre, dört yıldır savaştan dönmesini beklediği kocasının yerine yeni bir sevgili aramaya başlar.
O sırada babasının tek tek eve çağırdığı saray nakkaşlarını seyreder. Aralarından biri öldürülünce Şeküre’ye aşık olan Kara devreye girer. Orhan Pamuk bu romanında mutluluk, sanat, aşk ve evlilik üzerine önemli çıkarımlar ortaya koymaktadır.