İçindekiler
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, gözlem ve araştırma imkânlarının çoğalması ile beraber bir türlü çözülemeyen bu olayın esasen uzayda hareket halinde bulunan katı ve ufak kitlelerin dünya atmosferine ulaşmasıyla yaşanan bir vaka olduğu, üstelik gözükenlerin yıldız dahi olmadığı görülmüştür. İnsanların gördükleri ve seyrettikleri şey yıldız kayması değil meteordur.
Astronomi biliminin büyük ilgi duyduğu meteor, gökyüzünde gerçekleşen sıra dışı olay manasına gelen Latince ‘meteoron’ kelimesinden gelir. Meteorun tanımı, Güneş sistemindeki maddelerin atmosfere kayarken yüksek hızda hava ile sürtmesi neticesinde akkor durumuna gelerek, dünyadan özellikle akşamları kısa zamanlı bir ışık çizgisi şeklinde görülmesine verilen isimdir. Diğer bir tabirle uzaydan dünyaya düşen taş ve kaya tanelerine verilen genel isimdir.
Meteor (Gök Taşı) Oluşumu
Meteorun nasıl meydana geldiğine ilişkin incelemelerde bulunan bilim insanlarına göre Güneş etrafında oldukça büyük bir elips üstünde, saniyede 30 km’lik bir hızla dolaşan Yerküre, bu dolanma sırasında ara ara uzayda dolanan küçüklü büyüklü birtakım taş ve kaya kırıntılarına denk gelir. Bu kaya ve taş kırıntılarının sürati de aşağı yukarı saniyede 30 km kadardır. Yerkürenin Güneş etrafında yaptığı hareketi esnasında Yerküreye uzak olmayan taşlar, yerin çekimine maruz kalarak büyük bir hız alırlar ve yer atmosferinden içeriye doğru girerler. Ceviz veya fındık ebatında olanlar havanın içinde yanarlar ve toz olurlar. İnsanların ‘ yıldız kaydı’ diye söylediği olay tam olarak budur. Ebatı büyük olan parçalarsa ilk hızın verdiği sürtünme sıcaklığı ile yanarak parçalara ayrılır ve yeryüzüne akarlar. Akan parçalar arasında demir ve nikelden olan taşlar parçalanmaz. Bununla birlikte çok kıymetli taşlar sınıfında olan ve çağımızda koleksiyonu dahi yapılan meteor taşları oluşmuş olur.
Meteorların Özellikleri
Gök taşlarının çoğu demir-nikel metalinden meydana gelmektedir. Bu sebeple Dünya’da mevcut olan kayalara oranla daha yüksek yoğunlukta ve daha ağırdırlar. Ancak buna farklılık oluşturabilecek hallerde söz konusudur. Kısaca kimi gök taşları belirtilenin tersine metal karışımı içermeyebilir. Bilhassa patlamış volkan yanlarında var olan yanmış kayalar gibi hafif de olabilirler.
Gök taşlarının çoğu metalden oluştuğu için bir mıknatıs aracılığıyla çekilebilir. Ancak birtakım gök taşları da manyetik olmayabilirler. Bununla beraber mühim bir ayrımı da yapmak gerekir. Dünya’da mevcut olan pek çok kaya manyetiktir ve mıknatıs aracılığıyla çekilebilirler. Bu sebeple mıknatısa alaka gösteren her kaya parçasının meteor olduğunu söylemek yanlış bir tabir olur. Başka bir ifadeyle bir kaya parçasının manyetik özellikte olması bir başına onun gök taşı olduğunun bir belirtisi olmaz.
Meteoritleri Nasıl Tanıyabiliriz?
Meteoritler yeryüzündeki kimi kayaçlara oldukça benzerler. Meteoritleri öteki kayaçlardan ayırabilmek için küçük bir kesit yapılarak, polarizan mikroskopla bakılmalıdır. Oldukça yaşlı olan meteoritler 4,5 milyar yıl evvel meydana gelmişlerdir. Meteoritlerin araştırılması Güneş sisteminin nasıl oluştuğunu anlamamıza fayda sağlar ve gezegenlerin içinde bulunan materyallere ilişkin de bilgi verir.