İçindekiler
Likit ürünler ya da likidite kavramları günlük yaşamda sıklıkla duyulan terimlerdir. Örneğin likit ürün dendiğinde bir kişiye ait bir ev, gayrimenkul ya da bir ev ürünü girmektedir. Buradan da anlayacağımız gibi likidite ticari bir terimdir diyebiliriz. Likidite kavramı para, ticaret, kolay paraya çevrilme gibi anlamlarla doğru orantılı olarak kullanılan ticari bir terimdir.
Likidite Nedir?
Likidite kavramı piyasa likiditesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir varlık hızlı bir şekilde satın alınabilir veya satılabilir. İşte bu piyasa özelliğine likidite denmektedir. Likidite piyasasında satın alınan veya satılacak maddi varlık işlem görürken fiyatı bakımından değişikliğe uğramaz. Buradan da anlayacağımız gibi likidite satış hızı ve satılacak fiyat arasındaki değişimin büyüklüğüyle ilgilidir.
Para ve ticaret işlemlerinde kullanılan kısa vadeli terim likiditeyi rahatça tanımlamaktadır. Bu maddi değeri olan varlıkların içerisine kolayca paraya çevrilebilecek nitelikteki varlıklar girmektedir. Dolayısıyla kolayca nakde çevrilebilecek varlıklar menkul kıymet, finansal bir ürün veya gayrimenkul olabilir. Ev, araba ve tahvil likidite piyasası içine giren likit ürünlere örnek gösterilmektedir.
Likidite Riski Nedir?
Risk kavramı ticari sektörün içinde her zaman varlığını koruyan bir terimdir. Likidite de ticari bir işlemi yani ticari bir terimi ifade ettiği için risk burada da vardır. Bu yüzden önce risk kavramını iyi bilmek gerekmektedir.
Risk teriminin diğer bir ismi de rizikodur. Bir olayın gerçekleşmesi olasılığı ya da olaydan etkilenme olanağına risk denmektedir. Hayatın her alanında var olan riskler ticari işlemlerde de vardır. Dolayısıyla herhangi bir şirketin amacına ulaşma yolundaki finansal varlıklarını tehdit eden her olgu ticari risk olarak tanımlanmaktadır.
Ticari riskler çeşitli kaynaklarda olmaktadır. Bu yüzden de ticari risklerde şirket başkanı, şirket sahibi veya şirket yöneticisi her zaman suçlanmaz. Ticarette ve yaşamın diğer alanlarında risk alındığında kaybedilir veya kazanılır.
Likidite riski terimine ise genellikle bankacılık sektöründe rastlanılır. Eğer banka sorumluluklarını yerine getirebilecek likidite ürünlerine sahip değilse likidite riskinden bahsedilir. Likidite riskine karşılık bankalar bilançolarına önem vermektedir. Bu bilançolarda likidite riskinin engellenmesi için aktif vade yapısı pasif vade yapısına göre daha uzun tutulmaktadır.
Likidite Riskine Nasıl Önlem Alınır?
Likidite riskine karşılık likidite risk yönetim prensipleri oluşturulmalıdır. Bu prensiplere harfiyen uyulmalıdır. Likidite risk yönetimini kapsayan bu önlemler bankacılık sektörü tarafından alınmaktadır. Önce riskler tanımlanır ardından da bu tanımlamalara göre likidite risk önlemleri oluşturulur. Bu önlemler uzman kişiler tarafından gerçekleştirilir. Önlemleri alabilmek, riskleri tanımlamak finansal açıdan özel eğitimleri de beraberinde getirmektedir.
Likidite Risk Yönetimi Hakkında Bilgiler
Likidite sıkıntısı yaşayan bir banka ya da finansal bir kuruluş kısa sürede sorumluluklarını artırır ve aktiflerini makul fiyatlarla nakde çevirerek ihtiyacı olan para formunu bile sağlayamayabilir. Bu yüzden de likidite risk yönetiminin oluşturulması şarttır.
Likidite risk yönetiminde finansal kurumlar yeterli likidite ile yeterli likidite olmamanın durumunu yani bu iki zıt kavramın maliyetini süreli dengelemeye çalışır. Bu çabaların tamamı ise likidite risk yönetimi içinde yer alır.
Likidite risk yönetim sürecinde esas sorumluluk yönetimindir. Kurumların yönetim kurulunun bu alanda farklı sorumlulukları ve görevleri vardır. Likidite riskini yönetmek amacıyla uygun organizasyon yapısı oluşturulur. Stratejiler, politikalar, prosedürler hazırlanır ve son olarak da yazılı hale getirilir. İlgili yönetim kurulunca imzalanır. Bu durumda likit ürünler, likidite transfer fiyatlanması, likidite maliyeti, riski ve faydaları göz önünde bulundurulur.
Likidite Riski Neden Doğar?
Finansal açık büyüdükçe likidite riski de artmaktadır. Dolayısıyla finansal açık ve likidite riskinin artması doğru orantılıdır. Finansal açık büyütülmemelidir. Bu açık çok büyümeden gerekli önlemler alınmalıdır.
Likidite risk yönetimini de çeşitli olgular etkiler. Örneğin bankanın büyüklüğü, riskli olan likit varlıklar, dış finansman, az riskli likit varlıklar, varlıkların karlılığı ve öz sermaye karlılığı likidite risk yönetimini etkileyen faktörlerdir.
Likidite Yönetimi Neyi Amaçlamaktadır?
Likidite yönetiminde önemli olan bir yıl içinde nakde dönüşmesi beklenen varlıklardır. Vadesi bir yıl içinde ödenecek borçlar da likidite yönetiminde önemli hale gelir. Kısa vadeli borçları ödeme yönetimi likidite yönetimidir. Bu yüzden de likidite yönetiminin tek amacı kısa vadeli borçların ödenmesidir. Bu sayede bir yıl içinde nakde dönüşmesi beklenen varlıklar zaten nakde dönüşmüş olacaktır.
Likidite Risk Yönetim Prensipleri
Merkez bankasının kredileri, likit aktifler, varlık azaltma, finansal strateji, beklenmedik durumların planlanması, stres testi, likidite riskinin ölçülmesi, aktif likiditenin ölçülmesi, likidite talep kaynakları, tetikleyici faktörler, vadelere göre likidite pozisyonları gibi çeşitli pek çok konunun düşünülmesi, tartışılması ve yazıya dönüştürülmesi likidite risk yönetim prensipleridir.
Bu prensipler aynı zamanda riskin yönetilmesi için ilgili riskin ölçülmesini de ifade etmektedir. Likidite riskini izlemek, kontrol altına almak ticari bir çerçeve içerisinde likidite riskini ölçmekle ilgilidir. Burada ilk konuyu fonlar oluşturur. Fonlar ölçülür ve bu ölçülme sürecinde de çeşitli izleme araçlarından faydalanılır. Bu yüzden de firmalar bu iş için sağlam metotlar geliştirmelidir.
Piyasa Haberlerinden Likidite Riski
Piyasa haberlerine baktığımızda likidite sıkıntısı çeken ve likidite riskine yenilen pek çok kuruluşla karşılaşırız. Likidite riskine iyi düzenlenemeyen aktifler ve bu aktiflerin artışı karşılayacak şekilde yeterli miktarda kaynak bulunduramaması nedeniyle maruz kalınmaktadır.
Doğan likidite sıkıntısına karşılık kısa sürede yükümlülükler arttırılır ve aktifler olabilecek makul fiyatlarla nakde çevrilir. Bu nakde çevirme olayından sonra likidite sıkıntısı gerekli olan fonun sağlanması sayesinde ortadan kalkar.
Likidite riskinin yönetiminde etkin bir şekilde aktif ve pasif yönetimi geleneksel olgularla yoğunlaşmıştır. Kabaca yapılan tanımlamalarda likidite riski, mevduat çekilişlerini ya da kredi taleplerini karşılamak amacıyla kısa zamanda fon elde etme maliyeti olarak yapılmaktadır. Likidite riski aslında müşterilerin yatırım veya pozisyonlarını likidite etmek istemesiyle ortaya çıkar.